Dopaminin ana görevi sinirler arasındaki iletişimi sağlamaktır ve en önemli nörotransmitter’lerden biridir. Sinir hücreleri arasındaki veri alışverişinin düzenli gerçekleşebilmesi ve dolayısıyla beynin fonksiyonlarını normal olarak yerine getirebilmesi açsısından vücudumuz için oldukça önemlidir. Dopamin eksikliği belirtileri arasında hareketlerde yavaşlama, sert ve kontrolsüz hareketler, nedeni bilinmeyen ağrılar ve titreme sayılabilir.
Yapılan çalışmalar, dopamin eksikliğinin uzun süreli devam etmesi ya da vücudun yeterli miktarda dopamin üretemediği durumlarda Parkinson hastalığının ortaya çıkma riskinin önemli oranda yükseldiğini ortaya koymaktadır. Kimyasal bir bileşen olan dopamin seviyesinin vücutta yüksek tutulması bu ve benzeri hastalıklara yakalanma riskini azaltmak açısından önemlidir. Aşağıda doğal yollarla dopamin seviyesini nasıl yükseltebileceğiniz ile ilgili bazı önerileri bulabilirsiniz.
Doğal Yollarla Dopamin Seviyesini Yükseltmek
Düşük dopamin seviyesi depresyona, libidonun düşmesine, sürekli açlık hissine, vücudun motor kontrolünün kaybedilmesine, takıntıların artmasına, bağımlılıkların edinilmesine, dikkat eksikliğine ve konsantrasyon kaybına yol açtığı bilinmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı önce vücudunuzdaki dopamin değerlerini öğrenmek ve dopamin seviyesini nasıl yükselteceğimizi bilmeniz önem taşıyor. Dopamin eksikliğini gidermek için bazı ilaçlar bulunmakla birlikte hayatımızda yapacağımız bazı düzenlemeler ile dopamini yükseltmeniz mümkün.
Egzersiz: Düzenli egzersizin dopamin seviyesini yükselttiği bilinmektedir. Bilimsel araştırmalar günlük olarak yapılan 30 dakikalık egzersizin bile vücudu dopamin salgılaması için harekete geçirdiğini kanıtlamıştır. Egzersizden sonra insanın kendini daha iyi hissetmesinin nedenlerinden biri budur. Bu “iyi” ruh hali beyne sinyaller göndererek dopamin salgısı için tetikleyici rolünü üstlenir. Dopamin eksikliğini gidermek için kendi kendinize yapabileceğiniz birinci doğal tedavi hafifte olsa günlük bir egzersiz programı oluşturmak ve aksatmadan bu egzersizleri yapmaktır.
Uyku: Vücut ve ruh sağlığı açısından düzenli ve yeterli uyku birinci kural olarak karşımıza çıkıyor. Vücudun yenilenmesi, dinlenmesi için oldukça önemli olan düzenli uyku ayrıca rahatlatıcı özelliği ile dopamin seviyelerinin normal düzeylere çıkmasında etkilidir.
Yemek: Dopamin seviyesini doğal olarak yükselten bazı gıdalar bulunmaktadır. Bu gıdalar arasında deniz ürünleri, fasulye, protein yönünden zengin besinler, muz, tavuk, elma, ördek eti, avokado, badem, salatalık sayılabilir. Bunlar dışında fazla miktarda yağ, şeker ve tuz içeren hazır gıdaları tüketmeyerek dopamin seviyenizin normal değerler arasında kalmasını sağlayabilirsiniz. Kontrollü olarak tüketmeniz gerekenler ise kahve, rafine hazır yemekler, alkol ve ağır yağlı yemekler. C ve E vitamini yönünden zengin gıdalar dopamin yükseltici olarak kabul görmektedir.
Dopamin ismini dün katıldığım bir seminerde duydum, haz ve acı ile bağlantılı olduğunu dengede kalma ile ilgili oluğunu , öğrenince merak ettim , araştırdım iyiki de merak etmişim dopmaninin anlamını öğrendim ,kan basıncımızı ayarlayan ,hareket etmemizi sağlayan bu maddenin bedenimizi yönettiğini. Dopamin sadece bedenimizi değil hayatımızın tansiyonunu da ayarladığını herkesin bilmesi gerektiği bir bilgi olduğunu hissettim. Hayatımızda çok üzülmenin de çok sevinmenin de ayarını iyi dengelemediğimizde ya Parkinson ya şizofreni olabileceğimizi dopamini dengede tutmak için bol bol su içmemiz gerektiğini sigara alkol ve yağlı yiyeceklerden uzak durmayı, bunlarla beynimizin içindeki suyu kirletmemeyi, beynimizin içindeki suyun kirlenmesi demenin kirlenmiş bir denizde yüzmek demek olduğunu beynimiz bu kirli suda yüzerse diğer organlara emir verme görevini yerine getiremeyeceğini devreye deprasanların gireceğini ve depresanlara bağımlı yaşayacağımı anladım. Ben ilkokul mezunu olarak dopamini anladıysam herkes anlasın ne olur.
Dün Psikiyatristime kontrole gittim. Benden kişilik testi yaptırmamı istedi. Test yapıldığında ise dopamin eksikliğim çıktı. Bugün internette araştırdığım kadarıyla yüksek olasılıkla parkinsona ya da şizofreniye çevirebileceğini okudum. İçimi en rahatlatan ve en açık haliyle okuduğum yazı sizinkiydi. Yazınız, emeğiniz ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim.
Bu arada ilkokul mezunu olmanız sizi ne cahil yapar ne de birşeylerin anlaşılabileceğinde örnek olarak gösterilebilir. Bence ya çok mütevazisiniz ya da kendinizi çok hor görüyorsunuz.
Bu hastalık öyle bir hastalıkki anlatsam sayfalara sığmaz, çok zamandır bende var nedenlerini, sebeplerini araştırmaktan oldukça bilinçlendim. Bende bağırsak tembelliğiyle başladı, gitmediğim doktor kalmadı, ilerleyen zamanda ayaklarda kasılma oldu. En son nöroloji doktoru teşhisi koydu ancak ilaç kullanmak çözüm değil çünkü tedavi etmiyor bıraktığınız an aynen devam ediyor ve yan etkilerine maruz kalıyorsunuz. Bu sebeple doğal yollarla bu sorunu çözmeye çalışıyorum, araştırmama göre Japonya yakın zamanda bu hastalığın tedavisini açıklayacak. Rabbim bizi kulu saymış, dert vermiş, hamd olsun kahrın da hoş lütfun da Elhamdülillah.