Duodenum Ülseri

Duodenum Ülseri, Duodenal Ülser Nedir ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Onikiparmak bağırsağının girişinde oluşan duodenum ülseri, mide asidi ile doğrudan bağlantılıdır. Asit düzenleyicilerle tedavi edilebilir.

Duadenum (onikiparmak bağırsağı) ülseri veya dudodenal (onikiparmak bağırsağı ile bağlantılı) ülser, onikiparmak bağırsağının birinci bölümünde veya midenin hemen çıkışında meydana gelen enfeksiyonlar veya yaralardır. Mide asitleri sebebiyle ağrı yapan ve herhangi bir şey yenip içildiğinde asidi baskıladığı için şiddeti azalan bir ülser türüdür. Hastanın durumuna göre 1-2 aylık antiasit ilaçlarla tedavi uygulanır. Duodenum ülserden korunmak içinde neler yapılmalı, tedavisi nasıldır? Cevaplarını makalemizde bulabilirsiniz.

Tanım

Duodenum ülser veya onikiparmak bağırsağı ile bağlantılı (duodenal) ülser, midenin hemen çıkışında, genellikle onikiparmak bağırsağının birinci kısmı denilen bölgede iç örtünün hasar görmesi veya yara oluşumu şeklinde görülen ülser türüdür. Diğer bir ifadeyle, ince bağırsağın üst kısmında oluşan bir çeşit “peptik” ülserdir.

Mide ülserinden farklı olarak mide asidinin fazlalığı ile ortaya çıkmaktadır ve artmaktadır. Dolayısıyla “açlık ağrıları” denilen ve aç kalındığında mide asitlerinden etkilenerek şiddetlenen bir ülser türüdür. Yemek yendiğinde midedeki asit oranı artar. Aldığınız gıda mide asidini nötralize ederek şikâyetin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Duodenum ülseri olsa bile gıdanın asidi nötralize etmesi ile ağrı duyulmaz. Ancak gıda iki saatte mideden boşalır ve geriye sadece mide asidi kalır. Bu da ağrıyı tetikler.

Eğer bir kişi yemek yedikten iki saatten sonra ağrı duyuyorsa veya karnın üst kısmında gece uykudan uyandıran bir ağrı hissediyorsa mutlaka onikiparmak bağırsağı (duodenum) ülseri akla gelmelidir. Onikiparmak ülserinin varlığı o bölgede ödem ve şişmeye sebep olur. Bu da midenin çıkışında bir darlığa ve dolayısıyla mideye alınan gıdaların bağırsağa geçmesinde zorluğa neden olur.

Duodenum ülseri bulunan kişiler fazla gıda aldıklarında, bulantı sonrası kusma ile gıdaların bir kısmını dışarı atmak durumunda kalabilir. Bunun sebebi; mide çıkışındaki şişliğin veya ülserin bölgeyi daraltarak gıdaların geçişini engellemesidir.

Bu sebeple onikiparmak bağırsağı ülserinde en önemli belirti, açlıkla birlikte gece uyandıran ağrılardır. Küçük bir miktar su içilmesi veya az bir miktar gıda alınması bile bu ağrıları ortadan kaldırabilir. Acıkıldığında veya su ihtiyacı doğduğunda tekrar ağrılar başlar.

Duodenum Ülser Belirtileri

Onikiparmak bağırsağı ile bağlantılı ülserlerde bazı belirgin belirtiler göze çarpar. Bu belirtiler, ilkbahar ve sonbahar aylarında daha sık görülür.

Bunlardan bazıları şunlardır;

  • En önemli belirtisi, göğüs kemiğinin hemen altında oluşan mide ağrısıdır.
  • Mideye baskı yapıldığında ağrı ve sancı hissedilir.
  • Mide ağrısı yemekten sonra alınan gıdaya göre şiddet azalabilir veya artabilir.
  • Bazı durumlarda rahatsız edici tokluk hissi oluşur.
  • Mide ekşimesi ve ağza ekşi su gelmesi şikâyetleri meydana gelir.
  • Dilde pas ve renk solgunluğu oluşur.
  • Baş dönmesi ve aşırı terleme şikâyetleri ortaya çıkar.
  • Yemeklerden sonra göğse doğru yayılan bir ağrı ortaya çıkar.
  • Ağrı acıkıldığında veya yemekten önce fark edilir.
  • Mide ağırları bazı durumlarda uykudan uyandırabilir.
  • Midede şişkinlik ve öğürme de diğer belirtileridir.

Duodenal Ülserin Sebepleri Nelerdir?

Mide, yiyecekleri sindirmek ve bakterilerle mücadele için asit salgılar. Midedeki asit, yemeklerin parçalanması ve sindirimi için kullanılır. Bu asidin mide zarına ve onikiparmak bağırsağı çeperine zarar vermemesi için mide ve onikiparmak bağırsağındaki “mukoza salgısı” bariyer oluşturur. Yani asit yemekleri çözerken ve bakterileri ortadan kaldırırken, mukoza salgısı, mide zarı ve onikiparmak bağırsağı bu aside karşı korur.

Mukoza salgısı ile mide asidi arasındaki denge bozulursa, mide zarı ve onikiparmak bağırsağı çeperi aside karşı korumasız durumda kalır. Bu dengesiz durum, asidin mide zarı ve onikiparmak bağırsağı girişinde yaralar yani ülser oluşturur.

Peki, mukoza salgısı ile asit arasında denge nasıl bozulur;

  • Helicobakter Pylori (HP) bakterisi: Diğer adı “campylobacter pylori” şeklindedir. Mide ve onikiparmak bağırsağı ülser oluşumunun başlıca sebepleri arasında yer alır. Duodenum ülseri vakalarının yüzde 75’inini sebebi olarak görülmektedir. Midede bulunan spiral şekilde bir bakteri türüdür.
  • Enfeksiyon ilaçları: Aspirin gibi enfeksiyona karşı kullanılan ilaçlar, bu tür yaraların oluşumuna yol açabilir. İbuprofen ve diclofenac gibi enfeksiyon ilaçları da bazı durumlarda mideyi aside karşı koruyan mukoza tabakasının incelmesine yol açar. Her yirmi duodenum ülseri vakasından 1’ine bu tür ilaçlar sebep olmaktadır.
  • Romatizma ilaçları: Bazı romatizma ilaçları duodenum ülser oluşumunu tetikleyebilmektedir. Bu ilaçları uzun süre kullanmak gerekiyorsa yanında asit azaltıcı ilaçlar verilebilir.
  • Zollinger-ellison sendromu: Nadir de olsa “zollinger-ellison sendromu” adı verilen mide asidinin normalden fazla üretildiği rahatsızlık ülser oluşumunu tetikleyebilmektedir.
  • Diğer faktörler: Sigara kullanımı, stres ve alkol tüketimi de mukus tabakasının tahrip ederek duodenum ülsere davetiye çıkaran faktörler arasında yer alır.
    • Tedavi edilmeyen gastrit,
    • sinir bozukluğu,
    • dengesiz beslenme,
    • düzensiz hayat,
    • gürültü,
    • çay ve kahve tüketimi,
    • safra kesesi veya karaciğer yetersizliği rahatsızlıkları,
    • kalp hastalıkları,
    • hormon dengesizliği,
    • aşırı sıcak ve soğuk yiyecekler,
    • aşırı et tüketimi,
    • bol baharatlı yiyecekler,
    • hamur işleri duodenum ülserin oluşumuna veya artmasına yol açan faktörlerdendir.

Tedavi Yöntemleri

Onikiparmak bağırsağı girişindeki veya bağlantılı ülserler için ilk olarak hastalığı tetikleyen doğuran sebepleri ortadan kaldırmak gerekir. Teşhis konulduğunda az ve sık yemek tüketilmeli, bol bol istirahat edilmeli ve stres, üzüntü ve moral bozukluğundan uzak durmaya çalışılmalıdır.

Genel olarak ilaç tedavisi olumlu sonuçlar vermektedir. Asit düzenleyici ilaçlar bu tür rahatsızlıklarda oldukça etkilidir. Asidi baskılamadan duodenum ülseri tedavi etmek imkânsızdır.

Duodenum ülser için kullanılabilecek tedavi yöntemleri de şunlardır;

  • En çok bilinen asit düzenleyici ilaçlar; “esomeprazole”, “omeprazole”, “lansoprazole”, “pantoprazole” ve “rabeprazole” adlı ilaçlardır. İstatistiklere göre ilaç tedavisi, her 10 duodenum ülseri vakasından 9’unda etkili olabilmektedir.
  • Bazı hastalarda ilaç kullanımının kesilmesi veya tedavinin tamamlanmasının ardından ülser oluşumu tekrar edebilmektedir.
  • Bakterilerin yol açtığı ülser vakalarında öncelikle bölgedeki enfeksiyonun temizlenmesi sağlanır. Enfeksiyon temizlenmeden asit düzenleyici, bastırıcı veya azaltıcı ilaçlar kullanılması, ülserin tekrarına yol açar.
  • Bölgedeki enfeksiyona karşı antibiyotik kullanılması gereklidir. Asit düzenleyici ilaçlara ek olarak enfeksiyon için 1 hafta süreyle antibiyotik tedavisi gereklidir.
  • Duodenal ülseri diyeti uygulanabilir. Duodenum bölgesinde tahrişe yol açan şu besinlerin tüketilmemelidir;
    • asitli gıdalar,
    • greyfurt
    •  portakal,
    • yeşil ve siyah çay,
    • süt,
    • kakao,
    • alkol,
    • soğan ve sarımsak,
    • baharatlar,
    • çeşniler,
    • acı biberler,
    • yağlı yiyecekler,
    • çikolata ve türevleri,
    • sosis, salam, sucuk,
    • domates sosu ve salçası…
    • Duodenal ülseri yaşayan kişiler şunları tüketebilir;
    • meyve ve sebzeler,
    • yağsız veya yağ oranı düşük süt,
    • tahıl ürünleri,
    • esmer pirinç,
    • buğday ekmeği,
    • makarna,
    • yağsız et,
    • tavuk eti,
    • yumurta,
    • kabuklu kuruyemiş,
    • fasulye.

Bunları Biliyor musunuz?

  • Onikiparmak bağırsağı, ince bağırsağın 25 santimetre kadar olan ilk bölümünde yer alan “C” harfi görünümünde olan bağırsaktır.
  • Duodenum, enzim kullanarak yiyeceklerin parçalanmasından sorumlu bağırsak bölgesidir.
  • Mukus salgılayan “brunner” bezleri sadece duodenumda bulunur.
  • Duodenum duvarı, “muskularis mukozasını” oluşturan çok ince bir hücre tabakasından oluşur.
  • Duodenum aynı zamanda karnın boşaltılma oranını düzenler.
  • Ülser veya peptik (hazımla ilgili) ülser, herhangi bir canlının epitel veya epithelium dokusunda (özelleşmiş hücrelerden oluşan dokular) ortaya çıkan bir tür yaradır. Epitel dokular, vücudun iç ve dış yüzeylerini örter ve epitelyum hücrelerden oluşur.
  • Peptik ülser, “medeniyet hastalığı” olarak bilinir. 20.yüzyılın başından itibaren hızla yaygınlaşmıştır.
  • Araştırmalara göre, özellikle onikiparmak bağırsağı ülserleri, sosyo-ekonomik dengesizlikler yüzünden arttığı tespit edilmiştir.
  • Sosyo-ekonomik sorunlar azaldıkça duodenum ülseri vakalarında da azalma görülmüştür. Yani ekonomik ve sosyal yeterliklerle bağlantılı beslenme olanakları ile duodenal ülser arasında ilişki vardır.
  • “No acid no ulcer” yani “asit olmadan ülser olmaz” deyimi, asitle ülser arasında bağlantıya vurgu yapmaktadır.
  • Her 100 kişiden 1’inde duodenal (onikiparmak bağırsağı ile bağlantılı) ülser görülmektedir.
  • Dünyada yaklaşık 15 milyon insan antiromatizmal ilaç kullanmaktadır. Bu hastaların yüzde 60’ında mide şikâyetleri ortaya çıkar. Yüzde 10’unda da mide veya onikiparmak bağırsağı ülseri oluşumu görülür.
Bu yazı  hiçbir koşulda teşhis, tedavi niteliği taşımamaktadır. Sağlık sorunlarınız için öncelikle doktorunuza danışınız.

,

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın