ghrelin-hormonu

Ghrelin Hormonu(Açlık Hormonu) Nedir, Nazıl Azaltılır?

Açlık hormonu olarak bilinen ghrelin; enerji dengesi ve besin alınımının düzenlenmesinde rol oynar. Sol omuzda bulunan bu hormon kişilere 30 dakika arayla yemek yemelerini söyler.  Leptin hormonunun karşıtı olarak kabul edilen ghrelin hormonu yağ dokusunda salınır. 1999’da Japon bilim adamları tarafından bulunan bu hormonun aynı zamanda büyüme hormonu salgılatıcı etkisi bulunur. 28 aminoasitli bir hormon olan ghrelin, çoğunlukla midede olmak üzere az miktarlarda da bağırsak, böbrek, plasenta, hipofiz, ince bağırsak, tükürük bezi, kalp, tiroid bezi, pankreasın alfa hücreleri, hipotalamus ve gonadlarda üretilir.

Ghrelin Hormonu Nasıl Çalışır?

Ghrelin, açlık durumunda kanda yüksek miktarda bulunur, yemek yenildiğinde de azalır. Midenin boş olması bu hormonun salgılanmasını uyarır. Bu hormon yemek yemeyi, besin ve enerji kullanımı ile iştahı düzenler. Kişilerdeki ghlerin düzeyleri kilo alımı ve obezite ile azalır, açlık durumunda ya da anoreksiya nervozalı hastalarda ise yükselir. Bu durum nedeniyle, ghrelinin ileri derecedeki zayıflığı ve enerji depolarının boşalmasını önlediği düşünülmektedir. Kilo kaybeden kişilerin kaybettikleri kiloyu korumakta zorlanmalarının temel sebeplerinden biri de budur. Çünkü kişi kilo verdikçe kandaki ghrelin hormonu artar ve bu durum iştahın artmasına sebep olur. Bu hormonun fazla aktive olması yemek krizlerine sebep olur. Özellikle obezlerde ghrelin artar ve bu durum iştahı tetikler. Diğer taraftan obezlerin büyük bölümünde iştahı düzenleyen hormonlara karşı bir duyarsızlaşma vardır. Dolayısıyla beyne “doydum” sinyali ulaşmamaktadır. Bu durum obezinin altında yatan faktörlerden biridir.

Ghrelinin her öğün öncesinde yükselerek iştahı uyardığı ortaya çıkmıştır. Bu hormonun düzeyi her öğün öncesinde en yüksek seviyeye çıkar, yemek yenildikten 90 dakika sonra ise en düşük seviyeye iner. Yapılan araştırmalarda ghrelinin hiperglisemiyi uyardığı, insülin düzeylerini azalttığını diğer yandan ise hiperglisemi ve insülin ghrelin düzeylerini azalttığı görülmüştür.

İştahı ve yeme arzusunu arttıran ve beyne açlık sinyallerini gönderen ghrelinin kandaki miktarının midenin boşalma hızıyla alakalı olduğu ortaya çıkmıştır. Örneğin; hızla sindirilen bir yiyecek midede uzun süre kalmadığından, geç sindirilen ve midede uzun süre kalan bir yiyeceğe göre kişiyi daha hızlı acıktırır.

Ghrelin Eksikliğinde Neler Olur?

Ghrelin eksikliği; vücutta büyüme, gelişme ve kilo bakımından bazı sorunlara neden olabilir.  Bu sorunlar; büyüme ve gelişmede anormallik, vücudun enerji metabolizmasında sorunlar,  yetersiz beslenme, tip 2 diyabet ve insülin direncidir.

Ghrelin Fazlalığında Neler Olur?

Ghrelin eksikliği gibi fazlalığı da vücutta çeşitli sorunlara sebep olmaktadır. Bu sorunlar; damarlarda genişlemeye bağlı olarak kan basıncının düşmesi, aşırı yeme isteğiyle birlikte görülen kontrolsüz kilo artışı ve kemik gelişimindeki olumsuz sonuçlardır.

Ghrelin Hormonu Nasıl Azaltılır?

Tüm dünyada 1 milyardan fazla insanın fazla kilolu ya da obez olduğu bilinmektedir. Bu sorunun başkahramanı olarak ise iştah hormonları gösterilmektedir. Çünkü bu hormonun çalışma dengesinin bozulması iştah artışına ve dolayısıyla kişilerin yanlış yiyecek seçimleri yapmasına sebep olur. Bu durum kişilerin kendilerini doymuş hissetmemelerinin ve kilo almalarının temel nedenidir. İştah arttıkça kişiler sık sık bir şeyler yeme ya da atıştırma ihtiyacı hisseder. Dolayısıyla vücut giderek toksik bir hal alır. Peki, bu durumun önüne geçmek mümkün müdür? Evet, aşağıdaki yöntemlerle ghrelin hormonunu, yani iştahı kontrol edebilirsiniz. Bu önerilerle birlikte hem kilonuzu koruyabilir hem de vücudunuzdaki toksiklerden kurtulabilirsiniz. İşte ghrelin hormonunu azaltan yöntemler:

  • Riskli bir yöntem olsa da, mide küçültme ameliyatı ile kilo vermek mümkündür. Burada amaç midenin küçülmesiyle birlikte kişinin daha az yemesini sağlamaktır. Mide küçültme ameliyatlarında midenin küçültülmesinin yanı sıra,  ghrelin üreten mide dokusu alınır. Bunun sonucu olarak, ghrelin seviyelerinin azalır ve iştahı baskılayan CCK, GLP1 ve PYY düzeyleri artar. Tüm bu etkiler zayıflamayı sağlayan ana etkenlerdir. Bununla birlikte mide küçültme ameliyatları oldukça riski ve pahalı ameliyatlardır. Bu nedenle karar vermeden önce iyice düşünülmeli ve gerekli durumlarda psikolojik destek alınmalıdır.
  • Ghrelin hormonunu azaltan risksiz yöntemler de bulunur. Örneğin: bakliyat türü yiyecekler uzun süre tokluk hissi vererek ghrelin hormonunu azaltır. Bakliyat türü yiyeceklerin içerdiği fitoaglutininler ile ghrelin hormonu tıpkı mide küçültme ameliyatlarında olduğu gibi azalır.
  • Özellikle barbunya fasulyesi ve ektraktı ghrelin seviyesini azaltır. Bu yiyecek aynı zamanda karbonhidratları şekerlere parçalayan alfa-amilaz enzimini de engelleyerek şekerin sindirilmesini yavaşlatır ve bağırsaklardaki emilimini azaltır. Böylelikle yeme isteği azalır, dolayısıyla kilo vermek kolaylaşır.
  • Yağlı yemekler yemeğin tadını arttırır ve bu durum daha fazla yemek yenmesine sebep olur. Proteinler ve posalı gıdalar ise uzun süre tokluk hissi verir. Ghrelin hormonunu besinler yoluyla azaltmayı hedefleyen kişilerin beslenme düzenlerine bakliyat türü yiyeceklerin yanı sıra protein ağırlıklı ve posalı gıdaları eklemeleri önerilir. Bu kişilere aynı zamanda yağlı yiyeceklerden uzak durmaları tavsiye edilir.
  • İyi bir uyku ile açlık hissini azaltabilir ve ghrelin hormonunun etkilerini düzene koyabilirsiniz. Gece uykusu oldukça önemlidir. Kalitesiz ve az gece uykusu ghrelin hormonunun seviyesini arttırır ve kişilerin daha çok yemesine dolayısıyla da kilo almasına sebep olur.
  • Ghrelin hormonunun azaltılması ve beyne “doydum” sinyalini gönderen leptin hormonunun yükselmesini sağlamak için ezbere uygulanan, hızla kilo verdiren şok diyetlerden uzak durmak gereklidir.
  • İşlenmiş gıdalar leptin direncini arttırdığından, her çeşit işlenmiş gıdayı tüketmekten kaçınılmalıdır.
  • Uzun süre tokluk hissi vermesi için glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmelidir. Tüketilen besin kan şekerini ne kadar uzun sürede ve az miktarda yükseltiyorsa, glisemik endeksi o kadar düşüktür. Bu tür besinler kişinin daha uzun süre tok hissetmesini sağlar.
  • Karbonhidrat ağırlıklı yiyeceklerin içeriğindeki lifler, sindirim sistemini harekete geçirir. Bu besinleri tüketmek uzun süre tokluk hissi verir.
  • Nohut, incir, havuç, tuz, tarçın ve mısır gibi glisemik endeksi yüksek ve çabuk acıktıran besinleri tüketmekten kaçınılmalıdır.
  • İştah açma ve kilo aldırma özelliği nedeniyle alkollü içeceklerden uzak durmak gereklidir.
  • Öğün aralarında atıştırma isteği hissediyorsanız, dişlerinizi fırçalayarak bu isteği erteleyebilirsiniz.
  • Yapılan çalışmalar, tat alma duygusunu değişik tatlarla tatmin etmenin daha az miktarlarda yemeyi sağladığını ortaya koymuştur.
  • Su içmek tok hissetmeye neden olur. Susuzluk beyne açlık hissine benzer sinyaller gönderir. Bu nedenle günde 2 litre su içme kilo vermeye yardımcıdır.
  • Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine izin verir. Böylelikle duyduğunuzu anladığınız an ile yemeğe son verdiğiniz an arasındaki zaman kısalır.
  • Egzersiz yaptıkça, özellikle zor egzersizleri yaptıkça vücut ısınır. Bu durum daha fazla kalori yakılmasına sebep olur. Dolayısıyla gezersiz sonrasında birkaç saat boyunca iştah bastırılmış olur.
  • Sağlığımız açısından olukça faydalı olan balıktaki iyot, tiroit hormonlarının yapımı için gereklidir ve açlık duygusunun gelişmesini önler.
  • Çavdar ekmeği, beyaz ekmeğe kıyasla yüzde 50 oranında daha fazla doyma hissi verir.
  • Özellikle kış aylarında yemek saatine yakın içilen ıhlamur bağışıklığınızı güçlendirdiği gibi iştahınızı da keser.
  • Avokado, dil peyniri, böğürtlen, sardalya, elma, kepekli markarna, esmer pirinç, yulaf ezmesi, badem, brokoli, yumurta, donmuş yoğurt, sebze çorbası ve çilek iştah kapatarak acıkma hissini erteleyen besinler arasında yer alır.
  • Greyfurt, karalahana, patates ve kırmızı biber gibi iştah açıcı özelliği olan yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
  • Yüksek lifli gıdalar açıklık hissini önleyerek ghrelin hormonunun yükselmesini engeller.
  • Zeytinyağı içeriğindeki yağ asitleri ile ghrelin hormonunu düşürür.
  • Yeşil çay, ginseng ve çemen otu gibi besinler hem leptin direncinin oluşmasını hem de ghrelin hormonunun yükselmesini önler.
  • Protein içeren besinler karbonhidrat ve yağlara oranla daha uzun süre tok tutar. Bu nedenle protein içeriği yüksek olan besinler iştahı azaltır.
  • Krom, insülin dengesini sağlamada oldukça etkilidir. Kan şekerini dengelediği için iştahı da azaltır. Krom minerali fındık, ceviz gibi kabuklu yemişlerden bulunur.
  • Proteinlerin bir bölümünde bulunan bir çeşit aminoasit olan triptofan, vücutta iştah hissini azaltan seratoninin oluşmasında aktif rol alır. Triptofan muz ve avakadoda bulunur.

Ghrelin Hormonu Azaltan İlaçlar Nelerdir?

Yapılan araştırmalarda ghrelin hormonu ile obezite arasında bir ilişki olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ghrelin hormonu obezitenin nedenlerinin anlaşılması ve tedavi seçeneklerinin üretilmesi amacıyla hem tıp dünyasının hem de araştırmacıların ilgilendiği bir konudur. Günümüzde obeziteye karşı kullanılmak amacıyla ghrelin hormonunu düzenleyen bir aşı üzerinde çalışılmaktadır. Ancak bu aşıya yönelik çalışmalar henüz tamamlanmamıştır.

Bununla birlikte, piyasada “iştah kapatan ilaçlar” tanımlamasıyla satılan bazı ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar hem doğal hem de kimyasal bazlı formülasyonlarla hazılanmış olup iştahı kontrol ederek kilo kontrolüne yardımcı olur.  Bu ilaçların mutlaka doktor kontrolünde ve doktor reçetesiyle kullanılması önerilir. Yan etkililerinin dikkate alınması gereken bu ilaçlar genellikle aç karna kullanılır ve günde 2-3 adet hapla sınırlandırılır. Bu ilaçlar ghrelin ve leptin hormonlarını etkileyerek iştahı azaltır.

İşte farklı içeriklere sahip iştah kapatıcı ilaçların bazıları:

  • Fentermin hidroklorid: Ana maddesi amfetamindir. Beyindeki hipotalamus bölgesini harekete geçiren bu ilaç, açlık hormonları norepinefrin ve serotonin emilimine engel olur. Bu durum tokluk süresinin uzamasına neden olur.  Fentermin hidroklorid içeriğinde fentermin bulunduğu için, vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olan kişilere kısa süreli tedavilerde kullanılır. Diyabet ve ciddi kalp hastalıkları olan kişilerin bu ilacı kullanmaması önerilir.
  • Sibutramin hidroklorid monohidrat: İçeriğinde bu maddelerin olduğu iştah kapatıcı ilaçlar beyinde neurohormon seviyesini yükseltir ve kullananların kendini daha fazla tatmin olmuş hissetmesine neden olur. Fentermin hidroklorid’in aksine, içeriğinde amfetamin olmadığından uzun süreli tedavilerde kullanıma uygundur. 2 yıla kadar kullanılabilir. Hipertansiyon, konsantrasyon bozukluğu ve baş dönmesi gibi yan etkilere sebep olabilir.
  • Fentermin resin: İştahı kapatması için kullanılan bu ilacın merkezi sinir sistemini olumsuz etkilemesi ya da hiper tansiyon gibi ciddi yan etkileri olabilir. Bu sebeple bu ilaç sadece kısa süreli kullanımlarda önerilir.

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın