kalp-spazmi

Kalp Spazmı Nasıl Anlaşılır, Belirtileri Nelerdir?

Kalbi besleyen ve destekleyen damarlar, trombo emboli (trombüsten kopmuş bir pıhtı parçacığının başka bir yerdeki damarda tıkanıklığa yol açması) sonucunda, damarları daraltır ve kalp kasının kanla beslenememesine neden olur. Bu durumda kalp spazmı denen kalp rahatsızlığı ortaya çıkar. Kalp spazmı, diğer adıyla anjina pektoris, anjina, yani göğüste koroner arter rahatsızlığının yol açtığı ağrı şeklinde meydana gelir. Dolayısıyla, göğüs ağrısı kalp spazmının en çok görülen semptomudur. Kalp hastalığıyla birlikte, göğüs duvarlarındaki kaslarda gerginlik, gastroözofageal reflü, perikardit (kalbin dış zarındaki iltihaplama), plörezi (akciğerin zarlarının arasında toplanmış sıvıya bağlı rahatsızlık) ve benzeri çeşitli rahatsızlıklar da göğüs ağrısına neden olabilir.

Kalp spazmını, başka göğüs ağrısı sebeplerinden ayırmak ve farklarını görmek lazımdır. Çünkü, hepsinin tedavisi farklıdır; dolayısıyla tüm göğüs ağrılarının kalp spazmını işaret etmediğini bilmek gerekir. Göğüs ağrısı şikayeti olanlar, çoğunlukla kalp hastalığından endişe duyar ancak ve bu ağrıyı çekenlerin çoğunda kalp hastalığı yoktur.

Kalp spazmına, daha çok erkeklerde rastlanır.

Kalp Spazmı Türleri Nelerdir?

Stabil (Sabit) anjina: Bu tür, “kararlı anjina” olarak da anılır. Stabil anjinada, göğüsteki rahatsızlık birkaç dakikada azalır. Koşma, yüzme, merdiven inip çıkma gibi enerji gerektiren aktivitelerden sonra, soluk alışverişinin hızlanması sonucu ortaya çıkar. Dinlenildiğinde semptomlar çoğunlukla ortadan kalkar. Bazen, dinlenme sırasında da çok minimal semptomlar görülebilir. Stabil anjina, kramp belirtilerine benzer semptomlar gösterir.

Anstabil (istikrarsız) anjina: Bu anjina türünde, spazm 10 dakikadan uzun sürer. Şiddeti yüksek, sıklığı fazladır. Dinlenirken dahi meydana gelebilir. Aşağıdaki 3 özellikten e az biri görülür:

  • Dinlenme sırasında ya da çok az bir efor sonucu meydana gelmesi (10 dakikadan uzundur)
  • İlk kez meydana gelmesi ya da son 2 ay içinde de olması
  • Şiddetinin ve sıklığının her seferinde artış göstermesi (Öncekinden daha şiddetli, daha uzun süren, daha sık gerçekleşen bir spazm olması ve giderek daha fazla ilaca ihtiyaç duyulmasına sebep olması)

Kalp Spazmı Nasıl Anlaşılır? Kalp Spazmının Belirtileri Nelerdir?

Kalp spazmı kendini göğsün tam ortasında hissedilen bir baskı ve yanma olarak belli eder. Çoğunlukla fiziksel bir aktivite esnasında ya da stres nedeniyle meydana gelir. Soğuk havalarda göğsü ve sırtı üşütmek, ağır yemek yemek, yağlı beslenmek de kalp spazmına yol açabilir. Perikardit (kalbin dış zarındaki iltihaplama), plörezi (akciğerin zarlarının arasında toplanmış sıvıya bağlı rahatsızlık) gibi diğer göğüs rahatsızlıklarında, vücudun şekli önemlidir, derince nefes almak faydalıdır. Ancak kalp spazmında bunlar o kadar da önemli etkenler değildir.

Kalp spazmı çoğunlukla 5 ile 10 dakika arasında sürer ve eğer efor sarf edilirken meydana geldiyse biraz dinlendikten sonra geçer. Eğer ağrı 20 dakikayı aşan bir sürede hala geçmediyse, bu bir kalp krizi semptomu da olabilir. Uzun süren ağrılarda muhakkak hastaneye gidilmeli ve gerekli tetkikler yapılmalıdır. Durum daha acilse, ambulans çağrılmalıdır.

Koroner arterler çok daraldığı zaman dinlenme sırasında da kalp spazmı hissedilebilir. Bu spazm türünde, ağrı göğüs kemiğinin altından boyna, çeneye, omuzlara, sol kola ve sırta kadar yayılır. Bu fiziksel duruma, korku ve endişe gibi duygusal durumlar da eşlik eder. Bu ağrı çok keskin bir ağrı değildir. Daha çok, baskı ve sıkışma hissi olarak tanımlanabilir.

Kalp spazmının belirtileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Fiziksel aktivite sırasında, spor yaparken, yoğun stres altında olunan hallerde ve ağır yemeklerin sonrasında göğüs kafesinin altında hissedilen ağrı, baskı, yanma hissi
  • Kollara, boyna, çeneye, omuzlara, sol kola ve sırta doğru yayılan bir ağrı
  • Mide bulantısı
  • Baş dönmesi
  • Halsizlik
  • Nefes darlığı, derin nefes almaya çalışmanın ağrıya etki etmemesi
  • Terleme
  • Endişe, korku, huzursuzluk
  • Damarların duvarında yağ ve kolesterol birikmesi bu nedenle meydana gelen plak oluşumu

Kalp Spazmı ile Kalp Krizi (miyokart enfarktüsü) Arasındaki Farklar Nelerdir?

Kalp spazmı ve kalp krizi rahatsızlıkları birbirinden oldukça farklıdır. Kalp krizi, kalbi besleyen damarların tıkanması sonucu kalp dokusunun beslenememesi, oksijensiz kalması durumudur. Kalp krizinin belirtileri aşağıdakilerdir:

  • Göğüste veya mide boşluğunda başlayan, çoğunlukla kravat bölgesinde hissedilen, oradan omuzlara, boyna, çeneye ve özellikle sol kola uzanan çok şiddetli bir ağrı
  • Yoğun bir sıkıntı ve ölüm korkusu
  • Soğuk terleme
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Kalp spazmından çok daha yoğun ve uzun süren bir ağrı
  • Hazımsızlık, gaz sancısı ve kas ağrısına benzeyen ama daha yoğun bir his
  • Nefes darlığı, nefes alıp verememek

Kalp spazmında, kalp krizinde olduğu gibi kalp hücrelerinde kitlesel ölüm görülmez. Kalbe giden koroner damarlar yüzde 50 gibi bir oranda tıkanır. Kalp krizinde bu oran yüzde 80’e kadar yükselir. Kalp spazmındaki daralma durumu, kalbe giden kan akışını tamamen durduramaz. Yalnızca, kan dolaşımını zafiyete uğratır ve göğüste ağrı hissini ortaya çıkarır. Tüm bu farklar, kalp spazmının hafife alınması için bahane değildir. Kalp spazmı da, kalp krizi kadar önemsenmeli ve hızlıca tedavi yoluna gidilmelidir. Düşünüldüğünde, kalp spazmının kalp krizinin öncüsü niteliğinde olduğu söylenebilir. Anjiyografi olarak bilinen teşhis metoduyla, kalp ve damar rahatsızlıklarının tespiti yapılmalıdır. Böylece kalp krizine bağlı ölümler azaltılabilir.

Kalp Spazmının Teşhisi ve Tedavisi

Eğer kalp spazmından şüpheleniliyorsa, doktorun hastayı muayenesini müteakip, elektrokardiyogram (EKG) çekilebilir ve peşinden efor testleri yapılır. Efor testi, koroner arter rahatsızlıkların tanısını koymak için birebirdir. EKG tehlikesi olmayan bir test iken, 10.000’de 1 gibi çok düşük bir oran da olsa, efor testi esnasında kalp krizi geçirme riski bulunur.

Koroner anjiyogram adı verilen metodla yapılan kardiyak katerizasyon esnasında da ortalama 5000’de 1 olmak üzere kalp krizi riski vardır. Ancak bu test, koroner arter hastalığının teşhisinde en iyi sonucu verir. Şayet, EKG ya da efor testleriyle sonuç alınamazsa, anjiyoplasti ya da koroner anjiyogram uygulanabilir.

Kalp spazmı tedavisinde, rahatsızlığın son günlerde nasıl şiddetlenip hayatı nasıl etkilediğine de bakılarak, hastaya ve hastalığın aşamasına göre farklı tedavi metotları uygulanabilir.

Kalp spazmı yaşayan kişilerin eğer sigara içiyorlarsa sigarayı bırakmaları önerilir. Ayrıca, yaşam kalitelerini yükseltecek ve tehlikeli olmayan sağlıklı egzersizler yapabilirler. Bu açıdan doktorlarından öneri alabilirler. Hastaların ayrıca sağlıklı beslenmeleri, çok yağlı ve çok tuzlu yiyecekler tüketmemeleri gerekir. Sağlıklı bir kiloda kalmak önemlidir. Bu yüzden, bol sebze ve meyve tüketilmelidir. Ayrıca, hastaların çok stresli ortamlardan ve durumlardan da uzak kalmaları salık verilir.

Vücudun en önemli organlarından olan kalbin sağlıklı çalışmasına yardım etmek, hastanın en önemli görevlerindedir.

Kalp Spazmında Kullanılan İlaçlar Nelerdir?

Kalp spazmı, ilaç tedavisi gerektirebilir. Hastaya en uygun tedaviyi tabii ki doktoru belirleyecektir. Anjina durumunda önerilen ilaçlar genellikle şöyledir:

  • Kanın pıhtılaşmasına mani olan, akışkanlığı artırıcı ilaçlar: Bu ilaçlar sayesinde kan tıkalı damarlardan daha kolayca geçer. Kalp krizi riski ile anjina semptomları azalmış olur.
  • Kan damarlarını gevşetip genişleten ilaçlar: Bu ilaçlarla, kalp kaslarına daha çok kan gider. Anjinadan kaynaklanan göğüs ağrısı veya anjinaya yol açabilecek spor aktiviteleri öncesinde kullanılır, bu sayede kalp spazmını engeller. Bu ilaçlar genellikle, dil altına konan tabletlerdir.
  • Kalp atışını yavaşlatıp kan basıncını düşüren ilaçlar: Bu ilaçlar sayesinde, kalp kaslarının iş yükü azalır. Bir de, kan damarları gevşer ve genişler. Böylece anjina oluşumu engellenir.
  • Kandaki kolesterol miktarını düşüren ilaçlar: Bu ilaçlar, kan damarların tıkanma riskini azaltır.

Kalp Sağlığı Nasıl Korunmalıdır? Kalp Spazmını Engelleyecek Önlemler Alınabilir mi?

Kalp, vücuda kan pompalar. Sadece bu fonksiyonu bile onu vücudun en önemli organlarından biri yapar. Kalp hastalıkları çoğunlukla geç yaşlarda daha çok görülse de, artık gençlerin de kalp ve damar sorunlarıyla uğraştığı bir çağda olduğumuzu inkar edemeyiz. Bu nedenle, kalp sağlığını korumamız çok önemlidir. Bu konuda, herkesin alabileceği basit önlemler vardır. Bu sayede, kalbi olumsuz etkileyen risk faktörlerini ortadan kaldırma şansımız olabilir. Gelin bu önemlere bakalım:

  • Sağlıklı ve dengeli beslenmek, kalp sağlığını korumanın altın anahtarıdır. Bol sebze ve meyve tüketmek, bol su içmek, çok yağlı ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durmak, çok şekerli yememek, katı yağları ve kızarmış yiyecekleri tercih etmemek gerekir. Margarin ve benzeri doymuş yağ zengini yiyeceklerden uzak kalınmalıdır.
  • Kilo, kişi için ideal bir düzeyde olmalıdır. Bu sebeple, şişmanlamaya sebep olacağından hareketsizlikten, yağlı ve şekerli besinler tüketmekten kaçınılmalıdır. Lifli besinler tercih edilmeli, vücut tok tutulmalıdır. Haşlanmış veya fırında pişirilmiş yemekler, kızartılmış yemeklere tercih edilmelidir.
  • Öğün atlanmamalı, vücudun metabolizmasının çalışır durumda olmasına dikkat edilmelidir.
  • Yaşam tarzı ve beslenme şeklide değiştirilerek şeker hastalığına yakalanma olasılığı düşürülmelidir.
  • Kan şekeri kontrolde tutulmalıdır. Yükse tansiyon ve yüksek kolesterol varsa, bunlar da düzenlenmelidir.
  • Sigara kullanılmamalı, alkol çok az tüketilmelidir. Eğer bir bağımlılık söz konusuysa önce bunun yok edilmesi için çalışılmalıdır. Sigara, kalp ve damar hastalıklarının baş düşmanıdır. Damar tıkanıklığını ve damar sertleşmesini tetikler, kalp krizine neden olur. Sigara içmeyen bir kişi, sigara içilen ortamdan dahi uzak durmalıdır. Pasif içicilik de kalp ve damar hastalıklarını aktif içiciliğe yakın düzeyde olumsuz etkiler.
  • Günlük aktiviteler belirlenmeli ve yeniden düzenlenmelidir. Bu aktivitelerin daha yavaş ve daha hafif şekilde yapılması için çaba sarf edilmelidir. Kalp, sabahları erken saatlerde ve yemek sonrasında baskı altındadır. Bu zamanlarda fiziksel hareket yapmamaya özen gösterilmelidir.
  • Düzenli olarak spor ve egzersiz yapılmalıdır. Hareketsizlik, kalp ve damar hastalıklarını tetikler. Her gün, her gün mümkün değilse de hafta 3-4 kez, 30-40 dakika arasında yürüyüş yapmak çok faydalı olacaktır. Bu sporun çok ağır olmamasına dikkat edilmelidir. En uygun spor aktivitesi ve düzeni için doktora danışılmalıdır.
  • Stresten uzak durulmalı, depresyon, öfke, anksiyete gibi problemler varsa bu konuda uzman doktorlardan tedavi alınmalıdır. Sakin ve huzurlu bir hayat her şeyden önemlidir. Bu sebeple, yoga ve meditasyondan da destek alınabilir.
  • Doktorun verdiği ilaçlar düzenli şekilde alınmalı, kişisel bir kararla bırakılmamalıdır.

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın