Narkolepsi Nedir? ve Narkolepsi Tedavisi Hakkında Bilgiler

Narkolepsi Nedir? ve Narkolepsi Tedavisi Hakkında Bilgiler

Narkolepsi aniden uykuya dalma hastalığı olarak özetlenebilir. Filmlerde gördüğümüz, beklenmedik bir anda derin uykuya geçen karakterler aşağı yukarı gerçeği yansıtmakla birlikte narkolepsinin ilaçla büyük oranda tedavisi mümkün.

Narkolepsi ilk olarak 1880 yılında Jean-Babtiste Gelineau tarafından nörolojik bir uyku bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Bu uyku bozukluğunda kişi gün içinde 15 dakika ile 1 saat arasında sürelerde, tekrarlayan şekilde, kontrol dışı uykuya geçer.

Narkolepsi Nedir?

Narkolepsi, “nörolojik uyku bozukluğu” olarak tanımlanır. Kontrol dışı bir uyku bozukluğudur. “Narkolepsi” terimi, Fransız kökenli bir kelimedir. Bu terim ilk olarak 1880 yılında Jean-Baptiste-Édouard Gelineau tarafından kullanılmıştır. Yunanca “uyuşma” anlamındaki “narke” ve “saldırı” anlamındaki “lepsis” kelimelerinden türetilmiştir.

Narkolepsi, gündüz uyku hali ve uyku ataklarına neden olur. Vakaların çoğunda, “katapleksi” olarak bilinen beklenmedik ve geçici kas kontrolü kayıplarına neden olur. Kendi başına ölümcül bir hastalık değildir; ancak kazalara, yaralanmalara veya yaşamı tehdit eden durumlara yol açabilmektedir. Hastalığın iki tipi vardır. En yaygın tipinde katapleksi görülür; ikinci tipte bu sorun yoktur.

Gündüz aşırı uyku eğilimi (Excessive Daytime Sleepiness – EDS) ile karakterize edilen nöropsikiyatrik bir sorundur. Narkolepsi hastalığı bulunan kişiler gün içinde 15 ila 60 dakika aralıklarla uyku ihtiyacı duyar. Gündüz saatlerinde uyuklama, kasların güçsüzlüğü veya sertleşmesi (katapleksi), uyku paralizi ve halüsinasyonlar, sık rastlanan belirtileridir.

Uyumadan önce titreme ve halsizlik gibi durumlar narkoleptilerde nadir değildir. Genellikle uyku sırasında dış etkenleri algılayamazlar. Uyku süreleri belirli bir saat ile sınırlı değildir. Uyku nöbetlerini kontrol edebilen hastalar da vardır. Genellikle gece uykusuzluk yaşarlar.

Narkolepsinin Sebepleri Nelerdir?

Narkolepsinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalık belirtileri görülenlerin bir kısmında aile öyküsü vardır. Narkolepsi ve katapleksi tanısı konulan kişilerin yaklaşık yüzde 10’unun bu tür nörolojik bozukluğu bulunan yakın bir akrabası vardır. Genetik faktörler, hastalığın en belirgin nedeni olarak görülür.

Birincil genetik faktör, “insan lökosit antijeni” (HLA) kompleksi olarak bilinen 6 kromozom alanını içerir. Bu genlerdeki özellikli varyasyonlar, narkolepsi ile ilişkilidir. HLA kompleksindeki varyasyonların riski artırdığı düşünülmektedir.

Narkoleptiklerde otoimmün bir bozukluğa bağlı olabilen düşük seviyelerde “nöropeptit orexin” görülebilmektedir. Travmalar, enfeksiyonlar, çeşitli toksinler, psikolojik sorunlar ve stres gibi faktörler de narkolepsi geliştirebilmektedir.

Bununla birlikte, narkolepsi ve katapleksi olan çoğu insanda “hipokretin” adı verilen proteinin seviyesi düşüktür. Hipokretinin fonksiyonlarından biri uyku-uyanıklık döngülerini düzenlemektir. Bilim adamları düşük hipokretin düzeylerinin çeşitli faktörlerden kaynaklandığını düşünmektedir. Düşük düzeyde hipokretine neden olan bir gen mutasyonu tespit edilmiştir. Bu kalıtsal eksikliğin, “otoimmün” bir sorunla narkolepsiyi tetiklediğine inanılmaktadır.

2004 yılında Avustralya’da yapılan bilimsel bir araştırmada, narkolepsinin “otoimmün” bir sorun olabileceği belirlenmiştir. Otoimmün, bağışıklık sisteminin beyin dokularına “yabancı bir doku gibi saldırması” durumudur. Narkolepsili hastalarda uyanıklık sağlayan “nöropeptid hipokretin” düşük seviyelerde görülmüştür. Bu da, hipokretin içeren nöronların otoimmün yıkımı anlamına gelmektedir.

Gündüz aşırı uyku hali, “uyku apnesi” gibi diğer bazı uyku bozukluklarından da kaynaklanabilmektedir. Majör depresif bozukluk, anemi, kalp yetmezliği, alkol kullanma ve yeterli sürelerde uyumama gibi faktörlerin de etkisi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, bazı durumlarda kas güçsüzlüğü nöbetleri ile karıştırılabilmektedir.

Narkolepsi Semptomları (Belirtileri) Nelerdir?

En önemli belirtisi, gece uyunmuş dahi olunsa gündüz saatlerinde aşırı uyku eğilimidir. Narkoleptikler; çalışırken, otobüste, araba kullanırken veya televizyon izlerken çok farklı mekân ve zamanlarda aniden uyuma ihtiyacı hisseder. Çoğunlukla farkına varmadan uykuya dalarlar.

Gün içerisindeki dayanılmaz uyku atakları yaşarlar. Fiziksel olarak uyuma ihtiyacı karşı konulamaz şiddettedir. Gün içinde birden fazla kısa uyku atakları yaşayabilirler. Kısa uykularla kendilerini genellikle daha iyi hissederek uyanırlar. Ancak birkaç saat sonra tekrar uyku ihtiyacı doğabilir. Bununla birlikte gece uyku kaliteleri düşüktür, sık sık uyanabilirler.

Narkolepsili hastalarda gündüz aşırı uyku eğilimi, uyku felci ve hipnogojik halüsinasyonlar sıklıkla görülür. Bu durumlar yeterli uyumamış kişilerde de gözlenebilmektedir; ancak kas güçsüzlüğü (katapleksi) sadece narkolepsi hastalarına özgü bir durumdur.

Narkolepsi, şu semptomlara sebep olabilir;

  • Yeteri kadar uyunmuş olsa bile gün içinde kontrolsüz uyuma isteği gelişir. Aşırı gündüz uyku hali, genellikle narkolepsinin ilk belirtisidir. Gün boyunca çalışmayı zorlaştırır.
  • Karakteristik olarak narkolepsi ile birlikte görülen katapleksi, ani ve geçici kas gücü kaybıdır. Bu durum; heyecan, korku, öfke, sürpriz ve kahkaha atmak gibi yoğun duygusal reaksiyonlarla tetiklenebilir. Katapleksi sıklığı kişiye göre değişir. Bazı insanlar günde birkaç kez bu sorunu yaşayabilir. Bazılarında da yılda birkaç kez görülür.
  • Katapleksi, kasların fonksiyonunu yitirdiği, vücudu çökerten epizodik bir durumdur. Kişi, anlaşılır bir şekilde konuşamaz, boyun veya dizlerdeki gücü zayıflatır.
  • Katapleksi süresi saniyelerden birkaç dakikaya kadar uzayabilir. Bu epizot durum boyunca kişi bilincini kaybetmez; ancak vücut fonksiyonları kısa süreli felce uğrar.
  • Hipnogojik halüsinasyonlar, narkoleptiklerde görülen bir sorundur. Son derece gerçekçi, bazen korkutucu, rüya benzeri bir haldir. Uykuya dalış veya uyanış sıralarında görülür. Uykuya daldığında görülen halüsinasyonlar, tipik olarak REM uykusunda rüya görmenin bir parçasıdır.
  • Narkolepsi belirtilerinden uyku felci veya uyku paralizi; uyanma sırasında geçici hareketsizlik ve konuşamama durumudur. Tehlikeli bir durum olarak görülmese de, korkutucudur. Halk arasında “karabasan” olarak bilinir. Uykuya dalarken atak şeklinde kısa süreli korku veya paralize olma halidir. Narkoleptiklerde sık görülür.
  • Narkolepsi; obstrüktif uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu ve uykusuzluk gibi diğer uyku bozuklukları ile de ilişkili olabilmektedir.

Not: Narkolepsi hastalarının yüzde 20 ila 25’inde bu semptomların tamamı görülür.  Yukarıda sayılan semptomlar, kişinin yaşam kalitesini düşüren durumlardır. Özellikle de gündüz aşırı uyuma isteği ve katapleksi, sosyal ve kişisel hayatı olumsuz etkiler, kişiyi her alanda kısıtlar.

Narkolepsi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Narkolepsi için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bir ömür boyu süren kronik bir durumdur. Tedavi uygulamaları, semptomları kontrol altına almak ve günlük işleri yapabilmeyi sağlamaktan ibarettir. Uyarıcı ilaçlar, yaşam tarzı düzenlemeleri ve tehlikeli aktivitelerden kaçınmak bu hastalığın tedavisinde önemlidir.

Potansiyel nedenleri belirledikten sonra semptomları göz önüne alınarak yapılan uyku testleri ve anketlerle ile teşhis edilir. İlaç tedavisi ile bazı belirtiler kontrol altına alınabilmektedir. Genellikle antidepresan ilaçlarla uyku paralizi, halüsinasyonlar ve kas güçsüzlüğü kontrol altına alınmaya çalışılır.

Gün içinde konsantrasyon sağlamak ve dikkat artırmak için merkezi sinir sistemi uyarıcıları reçete edilir. Bu ilaçlar; metilfenidat (Ritalin), dextramphetamine (Dexedrine), pemoline (Cylert), modafinil, armodafinil, amfetamin ve sodyum oksibat gibi ilaçlardır. Ancak özellikle “modafinil” ciltte ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir.

Bu hastalık için kullanılan başka bir ilaç da, bir “norepinefrin geri alım inhibitörü” (NRI) olan “atomoxetine”dir. Bağımlılık yapmayan, rekreasyon etkisi olmayan ve uyarıcı özelliği bulunmayan bu ilaç, hastalığın semptomlarını hafifletmektedir.

Tedavisi olmamasına rağmen bir dizi yaşam tarzı değişikliği ile de hastalığın semptomları hafifletilebilmektedir;

  • Gün içinde düzenli kısa uykular, her gün aynı saatte uyuyup aynı saatte uyanma gibi uyku hijyeni içeren yaşam tarzı değişiklikleri narkolepsi belirtilerini hafifletebilir. Özellikle düzenli öğle uykuları planlanmalıdır.
  • Yatağa girmeden 3 saat önce düzenli egzersiz yapılmalıdır.
  • Akşam saatlerinden itibaren yatıncaya kadar kahve ve çay gibi kafein içeren içecekler tüketilmemelidir.
  • Gün boyu hafif ve vejetaryen yemekler tüketilmelidir. Önemli aktivitelerden önce ve akşamları ağır yemek yenmemelidir.
  • 120 dakikalık şekerlemelerle hasta uyandığında yaklaşık 3 saat uykusuz durabilir.
  • Narkoleptiklerde 15 dakikalık şekerlemeler genellikle hiçbir fayda sağlamamaktadır.
  • Hiçbir gündüz uykusu, gece uykusu kadar etkili ve önemli değildir.
  • Hastalığın optimal yönetimi için sağlık uzmanları ve aile bireyleri ile iletişim de önemlidir.
  • Aile ve iş arkadaşları hastalıkla ilgili bilgilendirilmelidir. Narkoleptiklerin düzenlerine ayak uydurmaları telkin edilmelidir.
  • Çocuklarda görülen narkolepsiye karşı okuldaki öğrenci ve öğretmenler bilgilendirilmelidir.
  • Narkolepsili kişiler, iş yerlerinde vardiya değişiklikleri yapmamalı; gereğinden fazla çalışmamalıdır.
  • Tehlikeli işlerle ilgili planlama yapılmalıdır. Örneğin, araç kullanmadan önce mutlaka bir süre uyunmalıdır.
  • Narkolepsi ile aşırı kilolular arasında bir ilişki vardır. Bu sebeple kilo vermeye çalışmalıdır.
  • Sigara ve alkol semptomları daha da kötüleştirebilmektedir.

Narkolepsi ile yaşamak zor olabilir. Aşırı uykululuk hali stres yapabilir. Bazen kendilerini veya yakınındaki kişileri yaralayabilirler. Doğru teşhisi sağlandıktan sonra kişiye en uygun tedaviyi bulmak için uzman bir doktora başvurmak gerekir. Böylece narkolepsi yönetilebilir.

Bunları Biliyor musunuz?

  • Narkolepsinin dünya genelinde görülme sıklığı 2 binde 1’dir.
  • Narkolpesi’den etkilenenlerin yaklaşık yüzde 70’i ani kas gücü kaybı (katapleksi) yaşamaktadır.
  • Narkolepsiye karşı kullanılan trisiklik antidepresanlar ve Seçici Serotonin Gerialım İnhibitörleri (SSRI), katapleksi geliştirebilmektedir.
  • Narkolepsi çocukluktan itibaren başlarken, erkek ve kadınlarda eşit oranlarda görülmektedir. 15 ila 30 yaş arası genç ve yetişkinlerde yaygındır. İlk olarak çocuklukta veya ergenlikte görülür.
  • Tedavi edilmeyen narkolepsi, motosiklet kullanma gibi bazı faaliyetleri engeller, ani kas gücü kaybı sebebiyle düşme riskini artırır.
  • Narkoleptikler uykuya dalarken aktivitelerini sürdürür; ancak bunu genellikle hatırlamaz. Bu, araç kullanırken ve yemek pişirirken tehlikeli olabilen bir durumdur.
  • Narkolepsi mağdurları, doğrudan “hızlı göz hareketleri” olarak adlandırılan REM (Rapid-Eye-Movement) uykusuna dalar. Normalde insanlar, REM uykusu dışında kalan “Non-REM” (NREM) ile uykuya başlar.
  • REM uykusu ile başlandığı için genellikle derin bir gece uykusu uyunamaz. Bu sebeple gerçekçi ancak korkutucu rüyalar veya kâbuslar görebilirler.
  • Narkoleptiker, gündüz saatlerinde gözle görülür bir biçimde herhangi bir saatte aniden uykuya dalabilir.
  • Amerika’da yaklaşık 200 bin kişinin narkolepsiden etkilendiği tahmin edilmektedir.
  • Parkinson, multipl skleroz ve kistik fibroz gibi hastalıklardan daha yaygın olmasına rağmen daha az bilinmektedir.
  • Narkolepsi semptomları genellikle depresyon, epilepsi veya çeşitli ilaçların yan etkileri ile karıştırılır.
  • Tembellik, düzensiz uyku alışkanlıkları ve uyuşturucu kullanımının yol açtığı durumlar da narkolepsi ile karıştırılabilmektedir.

Kaynaklar

Bu yazıda yer alan bilgiler hiçbir koşulda teşhis, tedavi niteliği taşımamaktadır. Sağlık sorunlarınız için öncelikle doktorunuza danışınız.

,

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın