Hipoglisemi Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Hipoglisemi Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Hipoglisemi veya reaktif hipoglisemi, halk arasında “şeker düşüklüğü” olarak bilinir. Kan şekeri seviyesinin normalden daha düşük olduğu bir hastalıktır. Şeker hastalığının habercisi niteliğinde bir sorundur. Düzenli ve uygun bir beslenme programı ile kontrol altına alınabilir.

Hipoglisemi oldukça can sıkıcı bir durum olmakla birlikte düzenli bir beslenme programı ile kontrol altına alınabilmektedir. Eğer hipogliseminizle başa çıkmak için nasıl besleneceğinizi bilmiyorsanız şekeri kesmekle işe başlayabilirsiniz. Şeker vücuda zarar vermesinin yanı sıra enerji depolarını da boşaltır. Bu ve bunun gibi püf noktalar hakkında bilginiz yoksa aşağıda sizler için hazırladığımız beslenme önerilerine bakarak hipoglisemiyle başa çıkabilirsiniz.

Hipoglisemi ve Beslenme Önerileri

Hipoglisemi sorunu, beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Hipoglisemi hastalığı olanlar aşağıdaki beslenme önerilerini dikkat aldığında büyük oranda sorunu aşabilir.

İşte uzmanların tavsiye ettiği hipoglisemiye karşı beslenme önerileri;

  • Hipoglisemi sorununa karşı öncelikle öğünlerinizi kontrol altına alın. Kan şekeri seviyesini korumak için az ve sık öğünler uygulanmalıdır.
  • Aynı zamanda kilo almayı da engellemek için günlük öğünlerinizi 6 küçük öğüne bölebilirsiniz.
  • Öğün aralıklarını 3 saati geçmeyecek şekilde ayarlayın. Bu öğünler arasında kan şekeri seviyesini koruyucu bazı atıştırmalıklar da tüketebilirsiniz.
  • Öğünleri kesinlikle atlamayın; en az 3 ana öğün, 3 ara öğün yapın.
  • Öğünleri 2’şer saat aralıklarla yapmaya çalışın.
  • Hipoglisemik durumlara karşı tercih edilebilecek atıştırmalıklar şunlar olabilir; çilek, tahıllı krakerler, meyveli yoğurt, elma, fıstık ezmesi, peynir, sandviç…
  • Marketlerden alınan yiyeceklerdeki şeker oranını mutlaka kontrol edin.
  • Porsiyon başına 10 gramdan fazla şeker tüketmeyin.
  • Hipoglisemi hastalarının kahvaltıyı geç saatlerde yapması halsizliğe yol açar ve sinirleri gerginleştirir.
  • Uyandıktan sonra yarım saat içinde kahvaltı yapmaya çalışın.
  • Günde en az 10 bardak su tüketmeye çalışın.
  • Gazlı ve alkollü içeceklerden uzak durun.
  • İdeal kilonuzu korumaya çalışın.
  • Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerinin yarım yağlı veya yağsız olanlarını tercih edin.
  • Hızla kana karışan besinler tercih edilmemelidir. Bu durum, kan şekerini aniden yükselterek, bir süre sonra pankreastan gelen insülin yanıtına bağlı olarak aniden düşürür.
  • Bünyenizdeki değişiklikleri takip ederek şeker alımınızı kontrol etmeye çalışın.
  • Et yemeklerine yağ eklemeyin, sebzeleri az su ile pişirin, yağlı yemek sularını tüketmeyin.
  • Hassas bir sorun olan hipoglisemi hastalığında alkol, sigara ve kafein tüketilmesi sorunu daha da derinleştirmektedir.
  • Kızartma veya kavurma yöntemleri yerine haşlama, buğulama, ızgara ve fırınlanmış pişirme yöntemlerini tercih edin.
  • Yumurta, haftada en fazla 2 adet tüketilmelidir.
  • Yumurta; sucuk, kıyma ve pastırma yerine menemen, haşlama ve omlet şeklinde tüketilmeli… Yağsız çılbır da ideal bir yumurta tüketme yöntemidir.
  • Beyaz ekmek ve pirinç hipoglisemiyi tetikler. Bunları sofranızda bulundurmayın.
  • Gerekli durumlarda ve özellikle şeker oranları için beslenme uzmanı veya doktorunuzdan destek alın.

Hipoglisemi Hastaları Hangi Besinleri Tüketmeli?

Hipoglisemiye karşı en önemli besin maddesi proteinlerdir. Proteinler, vücudun şeker ve karbonhidrat yakmasını yavaşlatarak kan şekeri seviyesindeki ani dalgalanmaları engeller. Bu sebeple her öğünde protein içerikli besinler tercih edilmelidir. Besinlerin glisemik indeks değerleri farklılık gösterir. Hipoglisemik bir durumda “glisemik indeksi” düşük besinler tercih edilmelidir.

Hipoglisemi hastalarının tüketmesi gereken diğer besinler şunlardır;

  • Sebzeler,
  • Diyet süt ve ayran,
  • Kefir,
  • Yoğurt,
  • Diyet bisküviler,
  • Badem,
  • Kepek ekmeği,
  • Bulgur pilavı,
  • Elma,
  • Portakal,
  • Kuru fasulye,
  • Kırmızı mercimek,
  • Barbunya,
  • Soya,
  • Havuç,
  • Karpuz,
  • Nohut,
  • Humus,
  • Yulaf ezmesi,
  • Keten tohumu,
  • Granola,
  • Beyaz et,
  • Bitkisel sıvı yağ,
  • Zeytinyağı,
  • Patlamış mısır,
  • Hindi,
  • Fındık,
  • Fıstık.

Önemli not; Hipoglisemi hastaları tatlı tüketmemeli mi? Elbette tüketebilir! Uzmanlar, hipoglisemik sorunu olanların sütlü veya meyveli tatlıları –aşırıya kaçmamak kaydıyla- tüketebileceğini belirtiyor. Ancak bol şerbetli tatlılardan uzak durulması gerekiyor. Şekerden vazgeçemeyenlerin de yapay tatlandırıcıları tercih etmesi tavsiye ediliyor.

Hipoglisemi Hastaları Hangi Besinlerden Uzak Durmalı?

Hipoglisemi hastalarının beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri için bazı yiyeceklerden de uzak durmaları gerekiyor. En başta şekeri menülerinden çıkarmaları önemli… Çünkü bu hastalıkla birlikte şeker tüketilmesi kan şekerini aniden yükseltir ve düşürür. Hipoglisemi hastaları, bu durumundan daha etkili ve olumsuz bir şekilde etkilenir.

Hipoglisemi hastalarının uzak durması gereken bazı besinler şunlardır;

  • Karbonhidratlar,
  • Beyaz un,
  • Beyaz pirinç,
  • Beyaz makarna,
  • Fazla işlenmiş et,
  • Dondurma,
  • Meyve suyu,
  • Meşrubat,
  • Kızarmış yiyecekler,
  • Fast food,
  • İşlenmiş gıdalar,
  • Bitki çayları,
  • Kahve,
  • Bol şerbetli tatlılar,
  • Saf ve rafine şeker,
  • Bal,
  • Reçel,
  • Pekmez,
  • Çikolata,
  • Margarin,
  • Tereyağı,
  • Arpa,
  • Yulaf,
  • Mısır gevrekleri.

Glisemik İndeks Değerleri

Glisemik indeks, karbonhidratların kan şekerini yükseltme hızına denir. Besinlerin pişirilme yöntemi, sıvı ve katı durumları ve lif ve tuz oranları glisemik indeksi etkilemektedir.

Besinlerdeki glisemik indeks değerleri şu rakamlarla ifade edilir;

  • Çok düşük glisemik indeks: 40
  • Düşük glisemik indeks: 50
  • Orta glisemik indeks: 56 ila 69
  • Yüksek glisemik indeks: 70

Besinlerden bazılarının glisemik indeks değerleri de şöyledir;

  • Fırınlanmış patates: 128
  • Tam buğday ekmeği: 100
  • Patates püresi: 100
  • Bal: 104
  • Havuç: 92
  • Bisküvi: 90
  • Kepek ekmeği: 89
  • Muz (olgunlaşmış): 82
  • Pirinç: 79
  • Karpuz: 72
  • Çavdar ekmeği: 71
  • Portakal suyu: 67
  • Kuru fasulye: 66
  • Ananas: 66
  • Kavun: 65
  • Bulgur: 65
  • Kuru üzüm: 64
  • Makarna: 64
  • Portakal: 59
  • Elma suyu: 58
  • Taze kayısı: 57
  • Mango: 55
  • Domates: 54
  • Elma: 53
  • Kivi: 52
  • Yoğurt: 52
  • Muz (olgunlaşmamış): 51
  • Nohut: 49
  • Barbunya fasulye: 45
  • Şeftali: 42
  • Süt: 39
  • Erik: 39
  • Armut: 38
  • Kırmızı mercimek: 37
  • Light yoğurt: 33
  • Kuru kayısı: 31
  • Greyfurt: 25
  • Üzüm: 25
  • Kiraz: 22
  • Soya fasulyesi: 20

Hipoglisemi Hakkında Kısa Bilgiler

  • Kan şekeri düşüklüğü belirtileri yemek sonrası tatlı isteği, halsizlik, baş dönmesi gibi durumlardır.
  • Hipoglisemi belirtileri ayrıca; baş ağrısı, halsizlik, anksiyete, kaygı, üzgünlük, öfke, kalp çarpıntısı, bulanık görme ve dudaklarda karıncalanma gibi durumlardır.
  • Yemeklerden 4 saat sonra kan şekeri seviyesi düşüyorsa “reaktif hipoglisemi” sorunu akla gelmelidir.
  • Hipoglisemi, yemeklerden sonra aşırı insülin üretimi anlamına da gelir.
  • Lifli besinler, sindirimi geciktirerek midenin boşalma hızını artırır. Bu durum kan şekerinin ani yükselmesine yol açar.
  • Dengeli beslenme ve spor gibi düzenli fiziki aktiviteler hipoglisemiye karşı alınabilecek en kritik önlemlerdir.
  • Hipoglisemi hastaları için öncelikle diyet, sonra egzersiz veya spor, son olarak da ilaçlı tedavi uygulanmaktadır.
  • Hipoglisemi sorunu dikkate alınmazsa 4 ila 5 yıl içinde şeker hastalığına dönüşme olasılığı yüksektir.
  • Ünlü Prof. Dr. Canan Karatay, hipoglisemi hastalarını “şeker hastası” olarak tanımlıyor.

 

, ,

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın