Reflüde Bitkisel Tedavi

Reflüde Bitkisel Tedavi

Gastrit olarak da bilinen reflü midenin salgıladığı asitlerin yemek borusuna gelerek yanmaya neden olmasıdır. Oldukça rahatsız edici olan bu durum ileriki aşamalarda yemek borusu kanseri gibi daha ciddi sağlık problemlerine yol açacağı için mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmesi gerekmektedir. Reflünün ilaçla tedavisi mümkündür. İlaç ve uygun beslenme ile mide asitlerinin salgılanması kontrol altına alınabilir ve yemek borusuna çıkıp burada yanma yaratması engellenebilir. Reflüde bitkisel tedavi yöntemleri de bu tedavilere ek olarak iyileşme sürecini hızlandırıcı bir etken olarak kullanılan uygulamalardır. Bu yazımızda reflüde bitkisel tedavi için kullanılan doğal yöntemler ile ilgili bazı bilgiler bulabilirsiniz.

Reflü teşhisinin ardından doğal yöntemlerle belirtilerini yok edebilirsiniz. İlaç kullanmadan önce deneyebileceğiniz bitkisel yöntemler, sorunu çözebilir!

Reflü İçin Bitkisel ve Doğal Tedavi Yöntemleri

Ciddi bir sağlık sorunu olan reflü, mide asitlerinin salgılanmasının kontrol altına alınamadığı durumlarda ortaya çıkar. İlaçlı tedaviyi destekleyen bitkisel tedavi yöntemleri, iyileşme sürecini hızlandırabilir. Şunu da dikkate almak gerekiyor; evde tedavi imkânı sunan doğal ve bitkisel yöntemler her hastada etkili olmayabilir!

Bitkisel yöntemler;

  • Aloe Vera suyu: Anti-inflamatuar özelliği olan aloe vera, reflüye bağlı iltihaplanmayı önleyerek, midenin asit dengesini sağlar. Reflü hastaları için yemeklerden 20 dakika önce 1 çay bardağının üçte biri kadar aloe vera suyu içilmesi tavsiye ediliyor. Müshil etkisi olduğunu da belirtmek gerekiyor.
  • Aloe vera yağı: Reflü için ideal bir seçenek olan aloe veranın yağı veya jel formu da kullanılabilir. Mideyi rahatlatıcı özelliği vardır. Ayrıca yemek borusunu yumuşatır.
  • Elma sirkesi: Yemeklerden önce 1 çorba kaşığı elma sirkesi tüketilebilir. Yemek sırasında bir bardak su ile karıştırılmış 1 çorba kaşığı elma sirkesi içmek de mide asitlerini nötralize eder. Organik elma suyu sirkesinin tercih edilmesi öneriliyor. Birkaç ay düzenli olarak elma sirkesi tüketilmesi halinde reflüye karşı olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
  • Zencefil kökü: Sindirime yardımcı olan bu bitki, reflü şikâyeti olan hastalara da tavsiye ediliyor. Bunun için doğal zencefil tüketilmesi daha yaralı olacaktır. Zira kapsül formunda tüketilmek isteniyorsa hassas bir mideler için seyreltilmesi gerekiyor. Mide asitlerini emerek yemek borusu çeperinin rahatlamasını sağlayan özellikleri vardır. Sinir sisteminin korunmasına yardımcı olan zencefil kökü, mide asidini dengeleyerek reflü semptomlarına karşı etki gösterir. Bir bardak kaynar suda bir miktar zencefil kökü demlenerek, bal ile birlikte günde birkaç bardak içilebilir.
  • Rezene: İçeriğindeki “anetol” maddesi sayesinde reflü belirtilerinin tedavisinde anti-inflamatuar etki gösterir. Rezene tohumu, yemeklerden sonra yarım tatlı kaşığı çiğnenebilir. Bir bardak su ile kaynatılarak, demlendikten sonra süzülerek de tüketilebilir. Gün içinde 2-3 bardak tüketmek yeterli olacaktır.
  • Karbonat: Mide ekşimelerinde hızlı bir rahatlama sağlayan karbonat, doğal bir antiasittir. Bir bardak ılık suya 1 buçuk çay kaşığı karbonat karıştırılarak tüketilebilir. Bir tür tuz olan karbonatın uzun süre tüketilmesi önerilmiyor. Özellikle yüksek tansiyon şikâyeti olanların uzak durması gerekiyor.
  • Meyan kökü: Mide fonksiyonlarını güçlendiren meyan kökü, reflü tedavilerinde tavsiye edilen bitkisel seçeneklerden biridir. Mide ve yemek borusu çeperlerini onarıcı etkisi vardır. Reflüyle bağlantılı yanmayı ve iltihaplanmayı hafifletir. Bir bardak suya yarım tatlı kaşığı toz meyan kökü katarak, kaynatın. Süzerek, yemeklerden 20 dakika önce sıcak olarak için. Günde 2 ila 3 kez olmak üzere 1 hafta boyunca içilebilir. Tablet formları da günde 2-3 kez yemeklerden önce çiğnenebilir.
  • Anason: Mide asidini dengeleme özelliği bulunan anason, mide mukozasını da yatıştırır. Anason ve lavanta, blenderde karıştırıldıktan sonra 1 bardak sıcak suya eklenerek, demlenir. Süzülen suyun tüketilmesi reflü yanmalarında etkilidir.
  • Portakal kabuğu: Kurutulan portakal kabuklarının toz haline getirilerek bir bardak ılık suyla tüketilmesi, reflüye karşı kullanılabilecek bitkisel alternatiflerden biridir.
  • Hardal: Mide asitlerini nötralize eden sarı hardal, mide asidinin pH değerini dengeler.  Yemek borusunda veya boğazda yanma başladığında 1 buçuk çay kaşığı sarı hardal yendiğinde rahatlama sağlar. Suyla karıştırılarak da içilebilir.
  • Papaya: İçeriğindeki “papain” adlı madde, sindirim katalizörüdür. Püre haline getirilen papayanın her yemekten sonra düzenli olarak tüketilmesi veya meyve olarak yenmesi öneriliyor.
  • Karaağaç: Yemek borusu ve mide mukozasındaki hasarları ve yaraları tedavi etme özelliği olan kaygan karaağaç, reflüye bağlı semptomlarda da olumlu etkileri görülmüş bir bitkidir. Bir yemek kaşığı kaygan karaağaç tozunu 1 bardak sıcak suya katarak 5 dakika bekleyin. Süzülerek günde 3 kez tüketilebilir.
  • Kimyon: Reflüyü yatıştıran, mide asitlerini dengeleyen, mide yanmasını hafifleten özellikleri bulunuyor. Bir bardak suda 1 tatlı kaşığı kimyon tohumu kaynatılır ve 5 dakika demlendirilerek, süzülür. Reflü sorunları geçinceye kadar tüketilebilir. Yemeklere de katılabilir.
  • Badem: İçerdiğindeki enzimler ile sindirim için son derece faydalı bir besin olan badem, reflü belirtilerinde de etkilidir. Bunun için bir kâse suya 1 avuç badem katılarak bir gece bekletilir. Sabah süzülerek suyunun her gün düzenli olarak içilmesi öneriliyor.
  • Hint Bektaşiüzümü: “Amla” olarak da bilinen Hint Bektaşiüzümü, mide ve yemek borusu çeperlerini koruyarak, asit hasarlarını önler. Toz olarak günde 1 çay kaşığı tüketilebilir.
  • Elma ve muz: Lifli besinler, mide asitlerini azaltır ve dengeler, antiasit etkiler gösterir. Bunun için yemeklerden sonra elma ve muz tüketilebilir.

Reflü İçin Bunları Da Bilmelisiniz!

  • Yaşam tarzında ve beslenme alışkanlıklarında yapılacak değişiklikler, reflü şikâyetlerini büyük oranda azaltabilir.
  • Reflü için bitkisel tedavi uygulamalarının dışında ani yanma hissini engellemek için süt kullanılması da önerilmektedir.
  • Reflü rahatsızlıklarında yemek borusuna çıkan ve yemek borusu çeperini yakan mide asitleri, bir süre sonra yemek borusu dokusunu zedeleyerek kansere yol açabilmektedir.
  • Her bitkisel tedavi uygulamaları gibi reflü için kullanılan bitkilerin yan etkileri konusunda doktordan bilgi almak gerekir.
  • Tüketilen gıdaların içeriği ve miktarı reflü sorunu olanlar için önemlidir. Ağır gıdalar tüketildiğinde mide sindirim için daha fazla asit salgılar. Bu durumda daha fazla mide asidi yemek borusuna çıkacaktır.
  • Reflü hastalarının yağlı yiyecekler, hazır ve işlenmiş gıdalar, cipsler, kola gibi asitli ve gazlı içecekler, alkol, çay, kahve ve sigaradan uzak durması gerekiyor.
  • Mide asitlerini kontrol etmek için az ve sık yemek yenebilir. Ayrıca öğün porsiyonları küçültülmelidir.
  • Yemeklerden sonra nane çayı içilmesi ve her gün probiyotik yoğurt yenmesi de reflüye karşı tavsiye ediliyor.
  • Uyumadan önce yemek yenmemesi, uyurken yüksek yastık kullanılması, kilo verilmesi de diğer tavsiyeler…
  • Araştırmalara göre, yemeklerden sonra yarım saat sakız çiğnenmesi reflüden kaynaklanan rahatsızlıkları giderebiliyor. Sakız çiğnemenin ağız salgısını arttırarak mide ve bağırsaklardaki aside bağlı gazı giderdiği; salgılanan bol miktardaki tükürüğün mideyi yatıştırdığı belirtiliyor. Ancak şekersiz ve nane aromasız, mümkünse tarçınlı sakızlar tercih edilmeli!

Reflü mü, Gastrit mi, Ülser mi, Mide Kanseri mi?

Sindirim sistemi sorunları genellikle birbirine karıştırılır. Reflü ile gastrit, ülser ve mide kanseri gibi sindirim ve mide hastalıkları benzer belirtiler gösterir. Reflü ve gastrit en sık rastlanan hastalıklardır. Sindirim hastalıklarına kısaca değinelim:

  • Reflü: “Çağın hastalığı” denebilecek bir rahatsızlık olan reflü, beslenme alışkanlıkları ile bağlantılıdır. Genellikle gastrit ile karıştırılır. Mide asitlerinin veya içeriğinin yemek borusuna geri kaçması sorunudur. Toplumda çok sık rastlanan hastalıklardan biridir. En önemli belirtisi, boğaza kadar gelen yanma hissidir. Bu hastalıkla yemek borusu uzun süre mide asitlerine maruz kalır. Tedavi edilmeyen ve uzun süren vakalarda yemek borusu kanserine yol açabilmektedir. Genellikle ilaçla tedavi edilebilen reflü, ileri düzeydeki vakalarda mide ile yemek borusu arasındaki kapağın güçlendirilmesi şeklinde cerrahi müdahale de yapılabilmektedir.
  • Gastrit: Mide zarının (mide mukozası) tahriş olması veya iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Mide iltihabı veya yangısı olarak da bilinir. Ülsere göre daha yüzeysel bir rahatsızlıktır. Beslenme alışkanlıkları sebebiyle ortaya çıkan mide sorunlarından biridir.
  • Ülser:  Mide ve bağırsaklarda görülebilen yaralardır. Mide çeperinde ortaya çıkarak reflü ve gastrit gibi hastalıklarla benzer belirtiler gösterir. İlaçlarla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavi süresinde asit üretiminin baskılanması amaçlanır. Kanamaya veya mide delinmesine yol açan ülser vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir.
  • Mide kanseri: Mide mukozasında kötü huylu tümörlerin gelişmesi sorunudur. En sık görülen sindirim sistemi kanseri olan mide kanseri, reflü, gastrit ve ülserden ayırt edilemeyebiliyor. Şişkinlik, hazımsızlık, bulantı, kusma ve karın ağrısı şikâyetleri ile ortaya çıkan mide kanseri, dünyada en sık görülen dördüncü kanser türüdür. Yetersiz sebze ve meyve tüketimi, kurutulmuş gıdalar, tuzlanmış ve tütsülenmiş besinler, nitratlar, A ve C vitamini eksiklikleri sebep olabilmektedir. Erken dönemde teşhis edildiğinde cerrahi müdahaleyle sorun çözülebilmektedir.

 

,

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın