Saça Zarar Vermeyen Şampuan

Saça Zarar Vermeyen Şampuan

Kullandığınız şampuanın içindeki maddeleri biliyor musunuz? İnceleyenler bilir, çoğu şampuanın içeriği ileri kimya dersini aratmayan uzun ve korkutucu bir listeden oluşur. Birçoğumuz şampuanın bir damla su ile hemen köpürmesini, kokusunun günlerce kalmasını ve sönük saçları bir yıkamada hacimlendirmesini garipsemeyiz. Hatta bu etkileri şampuanın başarı hanesine yazarız. Oysa tüm bunlar kimyasalların kalıcı olmayan etkileridir. O şampuanı kullanmayı bıraktığınız anda hacimden veya parlaklıktan eser kalmaz… Dahası, bu kimyasallar uzun vadede hem saçlara hem de iç organlara zarar verir.

Peki saça zarar vermeyen şampuan nasıl anlaşılır? Şampuanlardaki hangi kimyasallar ne işe yarar ve neden bize zarar verir?

Şampuanlardaki Kimyasallar Neden Zararlı?

Saçlarınıza sürdüğünüz şampuanın içindeki kimyasallar yaklaşık 20 farklı damar ve 650 ter bezi tarafından emilir. Ancak toksinler vücuda deri yoluyla girdiğinde, karaciğeri baypas ederek kan dolaşımına ve dokulara filtrelenmeden ulaşır. Bu da, şampuanların içindeki kimyasalların vücudumuzda birikebileceği anlamına gelir.

Şampuanlarda Bulunan Zararlı Maddeler

Kimyasal şampuanlarda bulunan birçok madde kanser, astım, nörolojik şikâyetler, cilt rahatsızlığı ve bazı şikâyetlerle ilişkilendirilir. İşte o maddelerden en dikkat çekici olanları:

1- Sülfatlar

Hemen her kimyasal içerikli şampuanda bulunan maddelerdir. Kısaca deterjan oldukları söylenebilir; teknik olarak ‘yüzey gerilimi artırıcı’ veya ‘sürfaktan’ olarak bilinirler. Şampuanlarda en yaygın olan iki sülfat türü şöyledir:

Sodyum Laureth Sülfat (SLES): Bu maddenin şampuanlarda kullanılmasının sebebi saçları yağ ve kirden arındırmaktır. SLES kimyasal bir reaksiyonla bir yandan saç ve saç derisinin yüzeyindeki kir ile yağa, bir yandan da suya yapışır. Durulanırken de saçlarınızdaki tüm yağ ile kiri beraberinde götürür.

SLES’in Zararları

  • SLES, saçlarımızın doğal yağ ve nem dengesini sağlayan sebum yağını da alıp götürür. SLES içeren şampuanlar bu nedenle saç derisinin yağ dengesini bozar, saçları nemsiz bırakır, elektriklenmeyi artırır.
  • SLES saç derisinden dolaşım sistemine girerek, kalp, beyin, göz ve karaciğere zarar verebilir. Şampuanların düzenli olarak kullanılması sonucunda organlarda biriktiği ve kansere yol açtığı düşünülmektedir.
  • Bu madde, cildi hassas olan kişilerde alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
  • SLES’e üretim aşamasında dioksan adı verilen, kanserojen olduğu sanılan ve vücuttan uzun süre atılamayan bir maddenin karışabildiği de biliniyor.

Sodyum Lauryl Sülfat (SLS): Oldukça ucuz bir sülfat türü olan SLS, kimyasal şampuanların bol bol köpürmesinin sebebidir. Doğal şampuanlar, SLS içermedikleri için fazla köpürmez. Bu madde, SLES’le aynı mantıkta, saçlara esasında zarar veren bir ‘temizlik’ de yapar.

SLS’in Zararları

  • SLS de SLES gibi saçların nemini kaybetmesine yol açar.
  • En ‘tanıdık’ zararı, gözleri yakmasıdır. Göz gelişimini de olumsuz yönde etkiler. Özellikle çocuk şampuanlarında bulunmaması tavsiye edilir.
  • SLS, uzun süreli kullanımda saç diplerindeki hücrelerde hasara yol açarak dökülmeye sebep olur.
  • Kalp ve ciğer gibi organlara sızarak iltihaplanmaya yol açabilir.
  • Bu madde sadece şampuanlarda değil, aynı zamanda duş jelleri, diş macunları ve çok sayıda temizlik ürününde de kullanılır.

2- Parabenler

Parabenler, şampuanların ve diğer kozmetik ürünlerin içinde bakteri oluşumunu engellemek için kullanılan koruyuculardır. Raf ömrünü uzatma amacıyla bazı gıda maddelerinde de kullanılabilirler. En yaygın kullanılan parabenler şunlardır: Methylparaben, ethylparaben, propylparaben, butylparaben ya da benzylparaben.

Parabenin Zararları

Parabenlerin özellikle meme kanseriyle yakından ilişkili olduğu kanıtlanmıştır. Bunun sebebi, östrojen hormonunu taklit etmeleridir. Bu hormonun fazlası ise memedeki hücre bölünmesinde bir artışa ve tümör oluşumuna yol açabilir.

2004’te İngiltere’de yapılan bir araştırmada, 20 kadından 19’unun meme dokularında beş farklı paraben türü bulundu. Araştırma parabenlerin doğrudan kansere yol açtığı sonucuna varmadı ancak bu hastalıkla ilişkili olduğunu da ortaya koydu.

3- Sodyum Klorit

Sodyum esasında bildiğimiz tuzdur. Şampuanlarda kullanılmasının sebebi kıvam artırmaktır. Ancak hassas bir saç derisini kurutabilir ve kaşındırdabilir. Bu da saç dökülmesine sebep olabilir. Şampuanlardaki tuz gözleri de yakar.

4- Polietilen Glikol (PEG)

Şampuanlarda tuz gibi kıvam vermek için kullanılan PEG isimli kimyasala genellikle yan ürünler karışmış oluyor. Etilen oksit veya 1,4-dioksan gibi maddelerin de aralarında bulunduğu bu yan ürünlerin petrolden üretilmeleri sebebiyle insanlara zarar verdiği biliniyor. PEG’in kendisinin toksik olduğu kanıtlanmamış olsa da, beraberinde getirdiği yan ürünler zararlı kabul ediliyor.

5- Dietanolamin (DEA) ve Trietanolamin (TEA)

DEA ve TEA hem köpük artırıyor, hem de farklı maddeler arasındaki yüzey gerilimini azaltarak yağda ve suda çözülebilen maddelerin birbirlerine karışabilmesini sağlıyor. Böylece saçları kirden arındırıyor. Ancak tam da bu kimyasal tepkime nedeniyle saçların kurumasına yol açıyor.

Aynı zamanda, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde, DEA’nın şampuanlardaki diğer maddelerle kimyasal tepkimeye girerek kansorejen olan NDEA maddesine dönüştüğü de ortaya çıktı. Bu maddenin cilt yoluyla alınmasının mesane, yemek borusu, karaciğer ve mide kanserleri ile ilişkili olduğu sanılıyor.

6- Formaldehit

Şampuanların içindeki zararlı maddeler arasından en korkutucu olanının formaldehit olduğu söylenebilir. Birçok farklı ismi bulunur, şampuanlarda en sık kullanılanı ise quaternium-15’tir.

Formaldehitin insanlarda kansere yol açtığı araştırmayla kanıtlanmıştır. 2013’te ise ABD’de yüzlerce kadın formaldehit içeren bir saç düzleştirici ürünü kullandıktan sonra saçlarının döküldüğü, kuruduğu, renginin bozulduğu ve saç derilerinin yandığı şikâyetiyle büyük bir kozmetik şirketine dava açtı. Brezilya fönü adlı popüler saç düzleştirme işleminde de formaldehit maddesi bulunabilir.

Bu maddenin solunması bronşlarda zatürreye varan olumsuz etkilere yol açabilirken, şampuan aracılığıyla deri üzerinden alınması da ciltte tahrişe ve dermatite sebep oluyor.

Avrupa Birliği’nde kozmetik ürünlerde formaldehit maddesinin kullanımında kısıtlamaya gidilmiştir.

7- Alkol

Şampuanlarda sıklıkla kullanılan alkol saçların kurumasına yol açabilir. Aslında cetearyl alkol ve stearyl alkol o kadar zararlı değildir. Ancak saçların nemini kaybetmemesi için isopropyl veya propanol alkol gibi isminde ‘prop’ ifadesi yer alan türlerinden kaçınmak gerekir.

8- Sentetik Kokular

İçerik etiketinde ‘fragrant’ veya ‘parfüm’ bulunan ürünler, binlerce gizli kimyasal içeriyor demektir. ABD ve Avrupa’da şirketlerin taklit edilmemek için ticari sırlarını gizli tutmasına izin veren yasalar nedeniyle, bu sentetik kokuları elde etmek için hangi kimyasalların kullanıldığı tam olarak bilinemez. Bununla birlikte, kokulu kozmetik ürünlerdeki bazı maddelerin üreme sistemine zarar verdiği, kanser ve astıma yol açabildiği, hatta anne sütüne sızabildiği biliniyor. Bu kokular aynı zamanda dökülmeye yol açacak şekilde saç derisine zarar verebilir; astım krizlerini de tetikleyebilir.

Ayrıca içeriğinde fragrant bulunan birçok ürünün phthalate (ftalat) içerdiği tespit edilmiştir. Kanada ve Avrupa Birliği ülkelerinde kullanımı kısıtlanan bu maddenin akciğer, böbrek ve karaciğere zarar verdiği biliniyor.

9- Sentetik Renklendiriciler

Birçok şampuan ve saç kremine daha şık görünmeleri için boya katılır. Bu renkler çoğunlukla petrol veya kömür katranı kaynaklarından elde edilir.

10- Silikonlar

Şampuanlarda methicone, dimethicone ve polysiloxane gibi isimlerle boy gösterebilen silikonlar saçlara parlaklık kazandırır. Bununla birlikte bu parlaklığı saçın yüzeyine bir bariyer örerek verir. Bu bariyer ise saçın nem alamaması, bu sırada da çevredeki kirin silikon bariyere yapışarak saçları ağırlaştırması gibi sorunlara yol açar. Silikonlar ayrıca saç köklerinizi tıkayarak kaşıntıya ve havasız kalan saçların dökülmesine sebep olur.

11- Triclosan

2016’da antibakteriyel sabunlarda kullanımı yasaklanan bu madde diş macunu, şampuan ve deodorantlarda hâlâ kullanılabiliyor. Fakat hormon dengesizliğine, kansere ve nörolojik sorunlara yol açabiliyor; ceninlerde gelişimi olumsuz etkileyebiliyor.

12 – Kokamidopropil Betain (Cocamidopropyl Betaine)

Bu ürün birçok şampuanda, hatta doğal olduğu belirtilen ürünlerin bile bazılarında bulunur. Bu maddenin hindistan cevizinden elde edilen doğal bir içerik olduğu bilgisi sizi yanıltmasın. Zira saç ürünlerinde dimethylaminopropylamine adlı, ciltte tahriş, göz yanması, alerji, gül hastalığı ve egzamaya yol açabilen bir madde ile birlikte kullanılıyor.

13- Retinil Palmitat

Bu madde ise saç derisinde döküntü, kızarıklık ve kaşıntıya yol açıyor. Aynı zamanda, kanser, üreme sorunları ve organ zehirlenmesine sebep olduğundan da endişe ediliyor.

Saça Zarar Vermeyen Şampuan Nasıl Seçilir?

Şampuan seçerken, satın aldığınız ürünü üreten firma hakkında araştırma yapın. Firmanın sentetik malzemeler mi, organik ürünler mi kullandığını, testlerini nerede yaptırdıklarını inceleyin. Tanımadığınız firmaların ürünlerini alırken iki kere düşünün.

Üzerinde ‘doğal’ yazan her ürünün yüzde 100 doğal olmadığını, doğal ile organik arasında fark bulunduğunu ve doğal bir ürünün işlenmesi sırasında kimyasallar kullanılmış olabileceğini unutmayın. Yani, içerik etiketini mutlaka detaylı olarak okuyun…

Doğal Veya Organik Şampuana Geçerken Bilinmesi Gerekenler

Saça zarar vermeyen şampuan kullanma arayışıyla yıllardır kullandığınız kimyasal içerikli ürünleri bırakıp doğal şampuanlara geçtiğinizde, ilk dönemde zorlanabilirsiniz. Saçlarınız alıştığınız hacmi kaybedebilir, ilk başlarda daha farklı görünebilir. Saçlarınıza ve saç derinize doğal ürünlere alışmaları için zaman tanımalısınız. İşte, ilk günlerde başınıza gelebilecekler:

Çok Şampuan, Az Köpük

Kimyasal içerikli şampuanların tam da o kimyasallar nedeniyle köpürdüğünü unutmayın. Doğal şampuanlar çok daha az köpürür. Hatta ilk birkaç yıkamada, yıllarca kimyasal şampuanlara alışmış saçlarınız neredeyse hiç köpürmeyebilir. Beynimiz köpükle temizliği eşdeğer tutmaya şartlandığı için, doğal şampuanlar ilk günlerde alıştığınız temizlik hissini vermeyecektir. Fakat bu sadece algılarla ilgili bir durumdur. Doğal şampuana geçtiğinizde başlarda aşırı şampuan kullanma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Bu alışkanlık zamanla kaybolacaktır.

Saçlarınız Yağlanabilir, Kuruyabilir

Kimyasal şampuanlara alışan saç deriniz ilk başta doğal dengesini ararken, saçlarınızın her zamankinden daha yağlı veya kuru görünmesine yol açabilir. Saç tipiniz için doğru şampuanı seçtiğinizden eminseniz, saç derinize yeni şampuana alışması için zaman verin. Ayrıca, doğal şampuanın doğrusunu bulmanın kimyasal içerikli olanlar gibi bir deneme-yanılma sürecine dayandığını da unutmayın.

Pamuk Eller Cebe!

Doğal ve organik şampuanlar genellikle kimyasal içerikli rakiplerinden daha pahalıdır. Bunun sebebi, içeriğindeki maddelerin daha zor elde edilmesidir.

Gözleriniz Bozulabilir!

Kimyasal şampuanları bırakmak, yeni alınacak her ürünün içerik etiketini tek tek dikkatle okumak anlamına gelir.

Bu yazıyla ilgili henüz yorum yapılmamış.

Bir cevap yazın